Dr. Nilüfer KALBUR
Hipnoterapiler
Okunma
Aile SağlığıGünümüzde hastalık sadece biyolojik bir kavram olarak kabul edilmekten çıkmıştır. Hastalığın bireysel, sosyal, kültürel, psikolojik, ekonomik, etik, sistemik ve politik boyutlarının tartışılmaya başlanmış ve artık sağlık sistemlerinde biyo-psiko-sosyal yaklaşıma gereksinim açıkça ifade edilmektedir. Sağlık, bir patolojinin olmaması anlamından çok daha fazlasıdır. Bu nedenle sağlıklı ailenin tanımı ve özellikleri hakkında tam bir anlaşma yoktur ancak işlevlerini yerine getiren ve üyelerine doyum sağlayan ailelere sağlıklı aile denir. Sağlıklı aileler fonksiyonlarını çok iyi yerine getirirler, üyeler yaşamlarını değer ve amaçları doğrultusunda yönlendirirler. Bu nedenle kendi özelliklerini korurlar ve başkalarından etkilenmezler. Her ailenin söylenmiş ya da söze dökülmemiş kuralları vardır. Sağlıklı ailelerde kurallar ve beklentiler duruma göre ayarlanabilir.
Her bir aile farklı bir yaşayan organizma gibidir. Kendine has dinamikleri vardır. Mükemmel diye tanımlanan bir reçete oluşturup tüm ailelere vermek gibi bir durum söz konusu olamaz. Ailenin bir tarihi döngüsü vardır. Bu döngü iyice anlaşılmalıdır. Hastalık karşısındaki tutumları, birbirlerine bağlanma durumlarının bağımlılığa, uyumlu olma durumunun boyun eğici, kendini feda eden davranış tarzına, kendi haklarını koruma durumunun zorbalığa dönüşüp dönüşmediği anlaşılmalıdır.
Hekimler, ailenin ve sosyal çevrenin bir destek sistemi olarak işlevinin daha çok farkına varmışlardır. Hastalık durumlarının aile içi dinamiklerdeki etkisi oldukça güçlüdür. Aile içinde anlaşılma, değer görme, onaylanma, sevildiğini desteklendiğini hissetme güçlü bir iyileştiricidir.
Aile bireylerinden birinin hastalığı tüm ailenin enerjisini etkiler. Hasta olan aile bireyine nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bazen ne yapacaklarını bilemez duruma gelebilirler.
Bazen de bazı aile üyeleri sürekli semptom üretirler. Her seferinde bu belirtilerin organik olup olmadığını anlayabilmek için tüm aile panik içinde sağlık kurumlarından çıkamaz hale gelirler. Her seferinde ciddi bir rahatsızlığın olmadığını öğrenseler de ya bir şeyi atlarsak, ya gerçekten bir şey olursa korkusuyla alarm durumunda yaşarlar. Bu, aile için yıpratıcı bir durumdur. Organik kökenli olmayan durumlarda, aile bireylerinin bir danışmanlık hizmeti almaları uygun olabilir.
Hastalık kurguları ailenin işlevselliğine doğrudan etki eder. Hastalık bazen ailenin işlevselliğini bozan bir ilişki problemi, bazen bir ilişki problemini göz ardı ettirebilecek güçte bir fiziksel hastalık belirtisi, bazen tüm ailenin işlevselliğini artıran ya da azaltan bir biyolojik sorundur. Aile kurumunun sağlık üzerine etkisinin yanı sıra hastalıkların aile dinamikleri üzerine önemli etkileri görülebilir.
Aile üyelerinden birinin hastalanması durumunda aile üyelerinin sorumluluklarında, yaşam biçimlerinde değişiklikler yapılması gerekebilir.
Böyle durumlarda aile bir bütün olarak ele alınmalı, hastalıkla ilgili bilgi gereksinimleri karşılanmalı ve aile işlevselliği kontrol edilmelidir.
Hastalık kavramı, çağdaş dönüşümler sonucu sağlık kavramına göre önemini yitirirken; hastalıkların tedavisinden çok hastalanmadan önce bireyleri koruma ve sağlığın sürdürülmesi daha önemli hale gelmiştir. Akut hastalıklardan çok süreğen hastalıkların önemli bir sağlık sorunu olduğu günümüz toplumlarında, bu hastalıklarla yaşayan bireyler için izlem, bakım kalitesi, yaşam kalitesi gibi kavramlar sıkça kullanılmaya başlamıştır.
Günümüzde doktorların da hasta ve hastalığa karşı davranışlarında değişimler olmakta, hastayı saran sosyal atmosferin anlaşılması ve kavranılması gerektiği düşünülmektedir.“Tıpta hastalık yok,hasta var” felsefesi ile hastanın sadece fiziksel rahatsızlığı yönünden değil; sosyal faktörler, aile ilişkileri, topluluk tipi vs. ile bir bütün olarak ele alınması ön plana çıkmıştır.
Kişilerin beden ve ruh sağlığı için gerekli sevgi, şefkat, yakın ilgi ve bakım bulabilecekleri en doğal ortam olan aile toplumun en küçük birimini ve temel yapısını oluşturur. Kişilerin sağlıklı bireyler olmaları, yaşadıkları ailenin işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi ile mümkündür.