Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Ünitesi
Hipnoterapi Ünitesi
Tanı - Tedavi Danışmanlığı
Tıp Doktoru
24 Saat İçinde Durum Onayı Talep Edebilirsiniz
Hemen arayın: 0544 116 19 66
    WHATSAPP
logo-img
  • Anasayfa
    • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Hakkımda
  • Uygulamalarımız
    • Yetişkinler
      • Fobiler
      • TSSB
      • Anksiyete Bozuklukları
      • Yeme Bozuklukları
      • Vajinismus
      • Bağışıklığın Güçlendirilmesi
      • Hipnoz ile Temel Rahatlama
      • Kronik Ağrı
      • Hipertansiyon-Diyabet
      • Kısırlık
      • Kanser Tedavisinin Bazı Yan Etkilerinin Azaltılması
      • Uykusuzluk
      • Baş Ağrıları - Migren
      • Astım
      • Diş Gıcırdatması
      • Gebelik süreç sıkıntıları kusma
    • Çocuklar
      • Uyku Bozuklukları
      • Gece alt ıslatmaları
      • Kaygı Bozuklukları
      • Akran zorbalığı
      • Karanlık Korkusu, Yalnız Yatamama
      • Çeşitli Fobiler
      • Özgüvenin Artırılması
      • Sınav Kaygısı
      • Tikler
    • Aile
      • Aile Sağlığı
    • Sağlık Hizmetleri
  • Sertifikalar
    • Sertifikalar
  • Blog
    • Yazılarım
    • Videolarım
  • İletişim
    • İletişim
Online Terapi !

bugün, yeni bir gün!

Dr. Nilüfer KALBUR Hipnoterapiler Okunma
Yeni Tanıştığın Biriyle, Kontrolsüz Ve Düşünmeden Birlikte Olmak ve Sonrası…

Aslında hiç zevk de almıyorum. Neden yapıyorum ki bunu?

Kadın olmak ile ilgili öğrendiğin her şeyi gözünün önünden geçir.

Eski zamanlarda, kazanılmış öğrenmeler sorun olmuyordu. Ne öğrenirsen onu yapıyordun. Diğer hayatları yalnızca etrafındaki eş dost sohbetlerinde paylaştıkların kadar biliyordun. Ancak elimizin altındaki internet ağı ve sosyal medya sayesinde çok farklı bilgilere ulaşmamız, çok farklı yaşam biçimlerine tanıklık etmemiz mümkün.

 Bu durumda bazen öğrendiklerin ile izlediklerin arasında kocaman bir uçurum açılır.

Otomatik davranışlarını, duygularını, düşüncelerini yöneten bilinç dışı zihin ile güncel düşünce ve davranışlarını yöneten bilinçli zihnin sürekli çekişme yaşar. Derinlerdeki inançların ile davranışların birbirine yabancılaşır.

İlişki adına izlediğin güncel davranış kalıplarını tam olarak içselleştiremezsin.

Özgür ve anlık ilişkiler yaşamanın doğal bir şey olduğunu söyleyen zihnin, ilişkini normalleştirmeye çalışırken, kayıtlara işlenmiş kalıpların yargılamaya başlar.

İçine doğduğun aile, çevre ve toplumun yargıları sanki çivi ile çakılmış gibi arka planda dururlar.

Aslında, bize öğretilen ya da gözlemleyerek içselleştirdiğimiz çok şey vardır ki bunlar, bugünkü düşünüş ve davranışlarımızın sonucunda içimizde hissettiğimiz tarif edemediğimiz içsel duyumumuzun kaynağıdır.

“ Kadın güçsüzdür, başında bir erkek olmalı.” Bu erkeğin nitelikleri hiç fark etmez. Yaşı, hayat karşısındaki duruşu, mesleği, gücü, her ne olursa olsun. Başında bir tane olsun.

Olmasa ne mi olur?

Kurda kuşa yem olursun. Aç kalırsın yaşayamazsın.

“Hiçbir şekilde kendin olma”

“Aklını çok belli etme”

“Kuvvetliysen gizle”

“Erkeğinden çok para kazanma”

Yani salağı oyna.

“Eşine yatakta kadınlık yap yoksa başka kadınlara gider” Yani senin ne istediğin önemli değil. Cinselliğin sınırlarını erkek belirlesin. Sen yalnızca evet de. Üstelik orada cansız bir manken gibi yatmakla erkeğini mutlu eden kadın olma arasındaki çizgide kal. Tecrübeli görünmemelisin.

Kadınlığın, birlikte oldukları erkeklerin cinsel isteklerine anında cevap vermek, yoksa da cinselliklerini yok saymak olduğunu öğrenerek yetişen birçok kadın, bugün kendilerini istemedikleri cinsellikleri yaşarken buluyorlar.

Çok hoşlandıkları bir erkeğin karşısında sınırlarını çizemiyor, nasıl “hayır” diyeceklerini bilemiyorlar. Erkeği kazanmak ile kaybetmek arasındaki kararın ezici baskısının altında kalıyorlar.

Bir defalık olacağını bilmesine ve hatta karar vermesine rağmen, böyle bir gecenin sonrasında aranıp sorulmayan kadın, çok ama çok üzülüyor. Günlerce süren bir bekleyiş içine giriyor. Adeta hayattan soyutluyor kendisini.

Duygu, terk edilmişlik.

Ruh acı çekiyor. Buna bir isim vermesi gerekiyor. Bu belirsiz içsel acı duyumuna zihin bir isim veriyor. “Aşıksın ama terk edildin.”

Oysa ki acının kaynağı çok farklıdır. Kendini sunarak kazanacağını sandığın erkeğin yok oluşu.

Amacın cinsellik yaşayıp biraz eğlenmek olsaydı bile şu an otomatik kayıtlar devreye girdi. Yalnızca bu kaotik dünyada kendine yetemeyecek küçük kız çocuğunun duyguları uyandı.

Bu durumda zihin erkeği yüceltmeye ve beklemeye devam eder. Çalmayan telefon, gelmeyen mesaj senin her dakika daha değersiz ve yalnız hissetmene neden olur.

Bu cinsel tecrübeyi, onu reddetmeyip terk edilmemek adına yaşadıysan ve bir daha aranmadıysan bu kez de tacize uğramış gibi hissetmeye başlarsın.

Güncel zihnin bunu isteyerek yaptığını, bu duruma senin çanak tuttuğunu söyleyip dursun bilinç dışı zihnin kullanılmışlık ve tacize uğramışlık durumunda kalır. Daha çok acı çekersin. Ama nedenini anlayamazsın. Bu, bir travma olarak kalır içinde derinlerde bir yerlerde.

“Bir daha bunu kendime yapmayacağım “ dersin. Kendini içten içe değersizleştirilmiş hissederken, güncel zihnin bu erkeği ulaşılması zor ama zorunlu bir ilaha çevirir. Bu döngüde boğulur kalırsın. Adın takıntılıya çıkar. Yarım yamalak bilgilerle borderline tanısı bile alırsın.

Yakın arkadaşlarına anlatırsın defalarca. Anlaşılmak istersin. Aslında duymak istediğinin ne olduğundan bile emin değilsindir. Onlar seni sakinleştiremezler. Onlara da için için küsersin.

Şimdi stalklamak ve daha çok değersiz hissetme aşamasına geldin. Onun başka kadınlarla olan yakınlaşmaları, fotoğrafları içini acıtır. Ama bunu yapmaktan vazgeçmezsin.

“Neden aramıyor?”

Bu soruyu adeta gökyüzüne tüm dünyayı kaplayacak büyüklükte yazıp cevap beklersin.

Aslında cevabın sorunun içinde saklı olduğunu göremezsin. Yaşadığın yaşamayı seçtiğindi. O anki düşüncelerin neydi? Peki, şimdiki beklentin ne?

Hele de alkollü içkinin verdiği cesaretle özgür kadın olmayı denediysen. Burada doğallığa yer yoktur. Zayıf ve özdenetimden yoksun bir profil çizdiğinde, kendi değerini belirlemişsindir zaten.

Aslında, erkeğe dair yapılan da çok indirgemeci bir safsatadır. Bazı erkekler bunun gerçek olduğunu sanır ama için için reddederler. “ Erkek her an cinselliğe hazırdır. İsteğine hayır dendiğinde tüm arzusu yok olur ve başka kadınlarla ilgilenir. Rol yap, mış gibi davran vs vs.”

Doğada bile kiminle üreyeceğinin seçimini dişiler yaparken sen, seçilen olmak için neden kendini zorlayasın ki?

Erkek de kendine güvenen, seçimini yapabilen bir partnere saygı duyar ve ister.

Buradaki sorun, senin onunla, onu daha iyi tanımadan cinsellik yaşamandan çok,  bağımlı, edilgen, çaresiz bir profil çizmen olabilir mi?

İnsan olanaklarını dahilinde seçme özgürlüğü ile dünyaya gelir. Seçim yapabilme şansı olan kadınlardan isen, gerçek ihtiyaç arzu ve benliğinle temasa geçebilirsin.

Vaktini ve anın keyfini, birilerini ulaşılmaz mertebesine yükseltip sonra da onun için ağlayarak  sorumsuzca harcama.

Hayat, biriyle paylaşınca güzeldir. Mutlu bir ilişki insan ruhunun gıdasıdır. Ama böylesi bir ilişkiyi, ancak gerçek benliğini bulduğunda yaşarsın.

Otomatik kayıtları ile güncel kayıt ve inançlarını karşılaştırmaya ne denersin? Sana ait olmayan ve bugün işine yaramayan tüm o meli, malıları silip atmaya ne dersin?

                                                                                                                                        Dr. Nilüfer KALBUR

 

 Aslında hiç zevk de almıyorum. Neden yapıyorum ki bunu?

Kadın olmak ile ilgili öğrendiğin her şeyi gözünün önünden geçir.

Eski zamanlarda, kazanılmış öğrenmeler sorun olmuyordu. Ne öğrenirsen onu yapıyordun. Diğer hayatları yalnızca etrafındaki eş dost sohbetlerinde paylaştıkların kadar biliyordun. Ancak elimizin altındaki internet ağı ve sosyal medya sayesinde çok farklı bilgilere ulaşmamız, çok farklı yaşam biçimlerine tanıklık etmemiz mümkün.

 Bu durumda bazen öğrendiklerin ile izlediklerin arasında kocaman bir uçurum açılır.

Otomatik davranışlarını, duygularını, düşüncelerini yöneten bilinç dışı zihin ile güncel düşünce ve davranışlarını yöneten bilinçli zihnin sürekli çekişme yaşar. Derinlerdeki inançların ile davranışların birbirine yabancılaşır.

İlişki adına izlediğin güncel davranış kalıplarını tam olarak içselleştiremezsin.

Özgür ve anlık ilişkiler yaşamanın doğal bir şey olduğunu söyleyen zihnin, ilişkini normalleştirmeye çalışırken, kayıtlara işlenmiş kalıpların yargılamaya başlar.

İçine doğduğun aile, çevre ve toplumun yargıları sanki çivi ile çakılmış gibi arka planda dururlar.

Aslında, bize öğretilen ya da gözlemleyerek içselleştirdiğimiz çok şey vardır ki bunlar, bugünkü düşünüş ve davranışlarımızın sonucunda içimizde hissettiğimiz tarif edemediğimiz içsel duyumumuzun kaynağıdır.

“ Kadın güçsüzdür, başında bir erkek olmalı.” Bu erkeğin nitelikleri hiç fark etmez. Yaşı, hayat karşısındaki duruşu, mesleği, gücü, her ne olursa olsun. Başında bir tane olsun.

Olmasa ne mi olur?

Kurda kuşa yem olursun. Aç kalırsın yaşayamazsın.

“Hiçbir şekilde kendin olma”

“Aklını çok belli etme”

“Kuvvetliysen gizle”

“Erkeğinden çok para kazanma”

Yani salağı oyna.

“Eşine yatakta kadınlık yap yoksa başka kadınlara gider” Yani senin ne istediğin önemli değil. Cinselliğin sınırlarını erkek belirlesin. Sen yalnızca evet de. Üstelik orada cansız bir manken gibi yatmakla erkeğini mutlu eden kadın olma arasındaki çizgide kal. Tecrübeli görünmemelisin.

Kadınlığın, birlikte oldukları erkeklerin cinsel isteklerine anında cevap vermek, yoksa da cinselliklerini yok saymak olduğunu öğrenerek yetişen birçok kadın, bugün kendilerini istemedikleri cinsellikleri yaşarken buluyorlar.

Çok hoşlandıkları bir erkeğin karşısında sınırlarını çizemiyor, nasıl “hayır” diyeceklerini bilemiyorlar. Erkeği kazanmak ile kaybetmek arasındaki kararın ezici baskısının altında kalıyorlar.

Bir defalık olacağını bilmesine ve hatta karar vermesine rağmen, böyle bir gecenin sonrasında aranıp sorulmayan kadın, çok ama çok üzülüyor. Günlerce süren bir bekleyiş içine giriyor. Adeta hayattan soyutluyor kendisini.

Duygu, terk edilmişlik.

Ruh acı çekiyor. Buna bir isim vermesi gerekiyor. Bu belirsiz içsel acı duyumuna zihin bir isim veriyor. “Aşıksın ama terk edildin.”

Oysa ki acının kaynağı çok farklıdır. Kendini sunarak kazanacağını sandığın erkeğin yok oluşu.

Amacın cinsellik yaşayıp biraz eğlenmek olsaydı bile şu an otomatik kayıtlar devreye girdi. Yalnızca bu kaotik dünyada kendine yetemeyecek küçük kız çocuğunun duyguları uyandı.

Bu durumda zihin erkeği yüceltmeye ve beklemeye devam eder. Çalmayan telefon, gelmeyen mesaj senin her dakika daha değersiz ve yalnız hissetmene neden olur.

Bu cinsel tecrübeyi, onu reddetmeyip terk edilmemek adına yaşadıysan ve bir daha aranmadıysan bu kez de tacize uğramış gibi hissetmeye başlarsın.

Güncel zihnin bunu isteyerek yaptığını, bu duruma senin çanak tuttuğunu söyleyip dursun bilinç dışı zihnin kullanılmışlık ve tacize uğramışlık durumunda kalır. Daha çok acı çekersin. Ama nedenini anlayamazsın. Bu, bir travma olarak kalır içinde derinlerde bir yerlerde.

“Bir daha bunu kendime yapmayacağım “ dersin. Kendini içten içe değersizleştirilmiş hissederken, güncel zihnin bu erkeği ulaşılması zor ama zorunlu bir ilaha çevirir. Bu döngüde boğulur kalırsın. Adın takıntılıya çıkar. Yarım yamalak bilgilerle borderline tanısı bile alırsın.

Yakın arkadaşlarına anlatırsın defalarca. Anlaşılmak istersin. Aslında duymak istediğinin ne olduğundan bile emin değilsindir. Onlar seni sakinleştiremezler. Onlara da için için küsersin.

Şimdi stalklamak ve daha çok değersiz hissetme aşamasına geldin. Onun başka kadınlarla olan yakınlaşmaları, fotoğrafları içini acıtır. Ama bunu yapmaktan vazgeçmezsin.

“Neden aramıyor?”

Bu soruyu adeta gökyüzüne tüm dünyayı kaplayacak büyüklükte yazıp cevap beklersin.

Aslında cevabın sorunun içinde saklı olduğunu göremezsin. Yaşadığın yaşamayı seçtiğindi. O anki düşüncelerin neydi? Peki, şimdiki beklentin ne?

Hele de alkollü içkinin verdiği cesaretle özgür kadın olmayı denediysen. Burada doğallığa yer yoktur. Zayıf ve özdenetimden yoksun bir profil çizdiğinde, kendi değerini belirlemişsindir zaten.

Aslında, erkeğe dair yapılan da çok indirgemeci bir safsatadır. Bazı erkekler bunun gerçek olduğunu sanır ama için için reddederler. “ Erkek her an cinselliğe hazırdır. İsteğine hayır dendiğinde tüm arzusu yok olur ve başka kadınlarla ilgilenir. Rol yap, mış gibi davran vs vs.”

Doğada bile kiminle üreyeceğinin seçimini dişiler yaparken sen, seçilen olmak için neden kendini zorlayasın ki?

Erkek de kendine güvenen, seçimini yapabilen bir partnere saygı duyar ve ister.

Buradaki sorun, senin onunla, onu daha iyi tanımadan cinsellik yaşamandan çok,  bağımlı, edilgen, çaresiz bir profil çizmen olabilir mi?

İnsan olanaklarını dahilinde seçme özgürlüğü ile dünyaya gelir. Seçim yapabilme şansı olan kadınlardan isen, gerçek ihtiyaç arzu ve benliğinle temasa geçebilirsin.

Vaktini ve anın keyfini, birilerini ulaşılmaz mertebesine yükseltip sonra da onun için ağlayarak  sorumsuzca harcama.

Hayat, biriyle paylaşınca güzeldir. Mutlu bir ilişki insan ruhunun gıdasıdır. Ama böylesi bir ilişkiyi, ancak gerçek benliğini bulduğunda yaşarsın.

Otomatik kayıtları ile güncel kayıt ve inançlarını karşılaştırmaya ne denersin? Sana ait olmayan ve bugün işine yaramayan tüm o meli, malıları silip atmaya ne dersin?

                                                                                                                                        Dr. Nilüfer KALBUR

 

 Aslında hiç zevk de almıyorum. Neden yapıyorum ki bunu?

Kadın olmak ile ilgili öğrendiğin her şeyi gözünün önünden geçir.

Eski zamanlarda, kazanılmış öğrenmeler sorun olmuyordu. Ne öğrenirsen onu yapıyordun. Diğer hayatları yalnızca etrafındaki eş dost sohbetlerinde paylaştıkların kadar biliyordun. Ancak elimizin altındaki internet ağı ve sosyal medya sayesinde çok farklı bilgilere ulaşmamız, çok farklı yaşam biçimlerine tanıklık etmemiz mümkün.

 Bu durumda bazen öğrendiklerin ile izlediklerin arasında kocaman bir uçurum açılır.

Otomatik davranışlarını, duygularını, düşüncelerini yöneten bilinç dışı zihin ile güncel düşünce ve davranışlarını yöneten bilinçli zihnin sürekli çekişme yaşar. Derinlerdeki inançların ile davranışların birbirine yabancılaşır. 

İlişki adına izlediğin güncel davranış kalıplarını tam olarak içselleştiremezsin.

Özgür ve anlık ilişkiler yaşamanın doğal bir şey olduğunu söyleyen zihnin, ilişkini normalleştirmeye çalışırken, kayıtlara işlenmiş kalıpların yargılamaya başlar.

İçine doğduğun aile, çevre ve toplumun yargıları sanki çivi ile çakılmış gibi arka planda dururlar.

Aslında, bize öğretilen ya da gözlemleyerek içselleştirdiğimiz çok şey vardır ki bunlar, bugünkü düşünüş ve davranışlarımızın sonucunda içimizde hissettiğimiz tarif edemediğimiz içsel duyumumuzun kaynağıdır.

“ Kadın güçsüzdür, başında bir erkek olmalı.” Bu erkeğin nitelikleri hiç fark etmez. Yaşı, hayat karşısındaki duruşu, mesleği, gücü, her ne olursa olsun. Başında bir tane olsun.

Olmasa ne mi olur?

Kurda kuşa yem olursun. Aç kalırsın yaşayamazsın.

“Hiçbir şekilde kendin olma” 

“Aklını çok belli etme”

“Kuvvetliysen gizle”

“Erkeğinden çok para kazanma”

Yani salağı oyna.

“Eşine yatakta kadınlık yap yoksa başka kadınlara gider” Yani senin ne istediğin önemli değil. Cinselliğin sınırlarını erkek belirlesin. Sen yalnızca evet de. Üstelik orada cansız bir manken gibi yatmakla erkeğini mutlu eden kadın olma arasındaki çizgide kal. Tecrübeli görünmemelisin.

Kadınlığın, birlikte oldukları erkeklerin cinsel isteklerine anında cevap vermek, yoksa da cinselliklerini yok saymak olduğunu öğrenerek yetişen birçok kadın, bugün kendilerini istemedikleri cinsellikleri yaşarken buluyorlar.

Çok hoşlandıkları bir erkeğin karşısında sınırlarını çizemiyor, nasıl “hayır” diyeceklerini bilemiyorlar. Erkeği kazanmak ile kaybetmek arasındaki kararın ezici baskısının altında kalıyorlar.

Bir defalık olacağını bilmesine ve hatta karar vermesine rağmen, böyle bir gecenin sonrasında aranıp sorulmayan kadın, çok ama çok üzülüyor. Günlerce süren bir bekleyiş içine giriyor. Adeta hayattan soyutluyor kendisini.

Duygu, terk edilmişlik.

Ruh acı çekiyor. Buna bir isim vermesi gerekiyor. Bu belirsiz içsel acı duyumuna zihin bir isim veriyor. “Aşıksın ama terk edildin.”

Oysa ki acının kaynağı çok farklıdır. Kendini sunarak kazanacağını sandığın erkeğin yok oluşu. 

Amacın cinsellik yaşayıp biraz eğlenmek olsaydı bile şu an otomatik kayıtlar devreye girdi. Yalnızca bu kaotik dünyada kendine yetemeyecek küçük kız çocuğunun duyguları uyandı. 

Bu durumda zihin erkeği yüceltmeye ve beklemeye devam eder. Çalmayan telefon, gelmeyen mesaj senin her dakika daha değersiz ve yalnız hissetmene neden olur.

Bu cinsel tecrübeyi, onu reddetmeyip terk edilmemek adına yaşadıysan ve bir daha aranmadıysan bu kez de tacize uğramış gibi hissetmeye başlarsın. 

Güncel zihnin bunu isteyerek yaptığını, bu duruma senin çanak tuttuğunu söyleyip dursun bilinç dışı zihnin kullanılmışlık ve tacize uğramışlık durumunda kalır. Daha çok acı çekersin. Ama nedenini anlayamazsın. Bu, bir travma olarak kalır içinde derinlerde bir yerlerde.

“Bir daha bunu kendime yapmayacağım “ dersin. Kendini içten içe değersizleştirilmiş hissederken, güncel zihnin bu erkeği ulaşılması zor ama zorunlu bir ilaha çevirir. Bu döngüde boğulur kalırsın. Adın takıntılıya çıkar. Yarım yamalak bilgilerle borderline tanısı bile alırsın.

Yakın arkadaşlarına anlatırsın defalarca. Anlaşılmak istersin. Aslında duymak istediğinin ne olduğundan bile emin değilsindir. Onlar seni sakinleştiremezler. Onlara da için için küsersin.

Şimdi stalklamak ve daha çok değersiz hissetme aşamasına geldin. Onun başka kadınlarla olan yakınlaşmaları, fotoğrafları içini acıtır. Ama bunu yapmaktan vazgeçmezsin.

“Neden aramıyor?”

Bu soruyu adeta gökyüzüne tüm dünyayı kaplayacak büyüklükte yazıp cevap beklersin.

Aslında cevabın sorunun içinde saklı olduğunu göremezsin. Yaşadığın yaşamayı seçtiğindi. O anki düşüncelerin neydi? Peki, şimdiki beklentin ne?

Hele de alkollü içkinin verdiği cesaretle özgür kadın olmayı denediysen. Burada doğallığa yer yoktur. Zayıf ve özdenetimden yoksun bir profil çizdiğinde, kendi değerini belirlemişsindir zaten.

Aslında, erkeğe dair yapılan da çok indirgemeci bir safsatadır. Bazı erkekler bunun gerçek olduğunu sanır ama için için reddederler. “ Erkek her an cinselliğe hazırdır. İsteğine hayır dendiğinde tüm arzusu yok olur ve başka kadınlarla ilgilenir. Rol yap, mış gibi davran vs vs.”

Doğada bile kiminle üreyeceğinin seçimini dişiler yaparken sen, seçilen olmak için neden kendini zorlayasın ki?

Erkek de kendine güvenen, seçimini yapabilen bir partnere saygı duyar ve ister.

Buradaki sorun, senin onunla, onu daha iyi tanımadan cinsellik yaşamandan çok,  bağımlı, edilgen, çaresiz bir profil çizmen olabilir mi?

İnsan olanaklarını dahilinde seçme özgürlüğü ile dünyaya gelir. Seçim yapabilme şansı olan kadınlardan isen, gerçek ihtiyaç arzu ve benliğinle temasa geçebilirsin.

Vaktini ve anın keyfini, birilerini ulaşılmaz mertebesine yükseltip sonra da onun için ağlayarak  sorumsuzca harcama.

Hayat, biriyle paylaşınca güzeldir. Mutlu bir ilişki insan ruhunun gıdasıdır. Ama böylesi bir ilişkiyi, ancak gerçek benliğini bulduğunda yaşarsın.

Otomatik kayıtları ile güncel kayıt ve inançlarını karşılaştırmaya ne denersin? Sana ait olmayan ve bugün işine yaramayan tüm o meli, malıları silip atmaya ne dersin? 

                                                                                                                                        Dr. Nilüfer KALBUR



Son Yazılarım

  • Yeni Tanıştığın Biriyle, Kontrolsüz Ve Düşünmeden Birlikte Olmak ve Sonrası… 20 September 2024
  • Sabotajcı İç Sesle Konuşma 30 July 2022
  • Estetik Ve Bir Düğünün Hatırlattıkları 29 July 2022
  • Yeni Tanıştığın Biriyle, Kontrolsüz Ve Düşünmeden Birlikte Olmak ve Sonrası… 27 July 2022
  • Hepsi Aynı 25 June 2021
  • Saldırgan Duyguların Doğası 25 June 2021

Popüler Tags

Anksiyete Öfke Obezite Yaygın Ağrı Panik Atak Gerginlik Bağışıklık Regresyon

Hakkımızda

Topluma fayda sağlamak için psikolojik bilim ve bilginin ilerlemesini, iletişimini teşvik etme misyonundayız.

  • Telefon: 0544 116 19 66
  • Email: info@niluferkalbur.com

Sayfalar

  • Hakkımda
  • Blog
  • Sertifikalar
  • İletişim
  • Eskişehir Hipnoterapi
  • Eskişehir Hipnoz
  • Eskişehir Psikoterapi
  • Eskişehir Tıbbi Hipnoz
  • Eskişehir Getat
  • Eskişehir Tıp Doktoru

Çalışma Saatleri

  • Pazartesi - Cuma 12:00 - 19:00
  • Cumartesi 10:00 - 18:00
  • PazarKapalı
Copyright © 2021  niluferkalbur.com Tüm Hakları Saklıdır.
  • İletişim
WHATSAPP