Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Ünitesi
Hipnoterapi Ünitesi
Tanı - Tedavi Danışmanlığı
Tıp Doktoru
24 Saat İçinde Durum Onayı Talep Edebilirsiniz
Hemen arayın: 0544 116 19 66
    WHATSAPP
logo-img
  • Anasayfa
    • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Hakkımda
  • Uygulamalarımız
    • Yetişkinler
      • Fobiler
      • TSSB
      • Anksiyete Bozuklukları
      • Yeme Bozuklukları
      • Vajinismus
      • Bağışıklığın Güçlendirilmesi
      • Hipnoz ile Temel Rahatlama
      • Kronik Ağrı
      • Hipertansiyon-Diyabet
      • Kısırlık
      • Kanser Tedavisinin Bazı Yan Etkilerinin Azaltılması
      • Uykusuzluk
      • Baş Ağrıları - Migren
      • Astım
      • Diş Gıcırdatması
      • Gebelik süreç sıkıntıları kusma
    • Çocuklar
      • Uyku Bozuklukları
      • Gece alt ıslatmaları
      • Kaygı Bozuklukları
      • Akran zorbalığı
      • Karanlık Korkusu, Yalnız Yatamama
      • Çeşitli Fobiler
      • Özgüvenin Artırılması
      • Sınav Kaygısı
      • Tikler
    • Aile
      • Aile Sağlığı
    • Sağlık Hizmetleri
  • Sertifikalar
    • Sertifikalar
  • Blog
    • Yazılarım
    • Videolarım
  • İletişim
    • İletişim
Online Terapi !

bugün, yeni bir gün!

Dr. Nilüfer KALBUR Hipnoterapiler Okunma
Problem Davranışlarımız Ve Duygularımız

Beş duyumuz ve arka plandaki 6. Hissimiz ile çevreden aldığımız uyarılar bize ulaştığında, çok kısa bir süre içinde beynimizde bir işleme tabi tutulurlar ve önce bedensel bir hissediş(içsel duyum) sonrasında da duygularımız ortaya çıkar. Çoğu zaman duygularımızı tanımlayıp adlandıramayız. Ya da adlandırdığımız duygunun bizim için anlamı, başkalarınınkinden çok farklıdır.  İçsel duyum beklenmedik bir anda gelir. Bunun ne olduğunu yorumlarken adlandırmaya başlarız. Sanırım öfkelendim, yok yok aslında çok üzüldüm, belki de hayal kırıklığı yaşıyorum. Ama ne kadar değersiz hissediyorum. Sanki ben olmasam her şey daha güzel olacakmış gibi. Sıkışıp kalmış gibiyim, çaresizlik içindeyim sanki. Çoğu zaman adlandırmayız bile. Sadece öyle hissederiz.

Sonra bu karmaşa ile güncel hayatımıza devam ederken çok da gurur duyamayacağımız bazı davranışlarımız olur.

Problemli davranışlar, bir duygu düzenleme çabası ya da hatalı duygu düzenlemenin bir ürünüdür.

( Linehan )

Aslında sağlıklı bir insan duygularını düzenleme yeteneğine sahiptir. Ancak, kişinin geçmişten bu yana, duygu yükü kaldıramayacağı kadar ağır yaşam deneyimleri varsa, duygu düzenleme kapasitesinde sorunlarla karşılaşacaktır.

Sağlıklı bir insan, her zaman olumlu duygular yaşamayacaktır elbette. Çünkü mevcut donanımımız içinde bulunan temel duygular bir canlının hayatta kalmasını ve canlılığını sürdürmesini sağlamak için vardır. Öfke, korku, tiksinti, üzüntü, utanç, neşe, merak temel yedi duygumuzdur. Utanç ve üzüntü sosyal yaşamda var olmamız için gerekirken, öfke, korku, ve tiksinti kendimizi tehlikelerden korumamızı sağlar. Neşe ve merak duygusu bir gün öleceğini bildiğin dünyada kalmak istememizi sağlar.

Aslında hepsi amacına uygun olarak olması gerektiği zamanlarda sahneye çıksalar, birbirlerine nazik davransalar hayat hiç de fena gitmeyecekti. Ama bazen bunlardan biri veya bunun yandaşı olan diğeri grubun içinde gücü ele geçirir.

Durum böyle olunca da bir kez ağlamaya başladığında hiçbir şeyle sakinleştiremeyen küçük bir çocuk gibi deneyimlediğimiz her şeyin içinde bir üzüntü, bir öfke ya da bir korku hissederiz. Anlamsızlığa tahammül edemeyen zihinimiz hemen bir neden bulur. Büyüteçle bakıp, cımbızla çeker. İyi niyetle yapılan bir davranışa bile onlarca olumsuz anlam yükler.

Boğazımız düğümlenir, üzüntü HİSSEDERİZ, ağlar umudumuzu yitiririz. Çünkü sevgilimiz ya da eşimiz şunu söylemiştir, bunu yapmıştır. Derler ki “tamam da bunda bu kadar üzülecek ne var?” Aslında, o an zihnin derinliklerinde yer alan, hatırladığımız ya da hatırlamadığımız, ancak bu olayla ilintili olduğu hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı, çok eskilerden bir anı ile köprü kurulmuştur. Eşimizin ya da sevgilimizin söyledikleri yaptıkları değil, geçmişteki o an olanların üzerimizdeki etkisi yeniden sahnelenmiştir. Bu kez de kimse beni gerçekten anlamıyor diye yapayalnız hissederiz.

Hissettiğimizin üzüntü olduğunu sanırız ama belki de geçmişteki o anda hakkımızı koruyamadığımız için içimize gömdüğümüz öfkedir aktifleşen.

Kişi kendisini mutlu edecek bir eylemde bulunduğunda iyi hissetmek yerine berbat hissedebilir. Bunu kimseyle paylaşmak istemez. Çünkü saçma ve anlamsızdır. Düşünen zihin için saçma ve anlamsız olan bu hissedişin kökü çok eskilere kadar uzanıyor olabilir. Örneğin mutlu, keyifli ya da başarılı hissettiğiniz bir an. Misket oynayan bir miniksiniz. O gün hep kazanıyorsunuz.  Duygu muteşem. Az sonra misketlerden biri komşunun bahçesine kaçıyor. Misketi almak için bahçeye girdiğinizde orada buluna kurt köpeğinin saldırısına uğruyorsunuz. Zar zor kendinizi kurtarıyorsunuz. Yaşadığınız şey,  o yaşta bir çocuk için gerçekten korkunç bir deneyim. Ağlaya ağlaya eve koşuyorsunuz. Annenize sarılmak. güvende hissetmek istiyorsunuz. Ama anneniz o kadar endişeleniyor ki söylenmeye başlıyor “orada ne işin vardı senin? Kendi kafana göre davrandın bak başına neler geldi gördün mü? “ diyor.

Bu olayda kayıt şöyle oluşturulmuş olabilir.” Sen zayıf ve dayanıksızsın. Kendi başına keyifli de olsa bir şey yapma. Yoksa zarar görürsün.” İşte bu kendinize dair oluşturduğunuz çekirdek inancınızdır. Dayanıksızsın.

Şimdi güncel andasınız. Tatildesiniz. Keyif ve huzur anında. Kendinizi çok mutlu ve keyifli hissedecek tüm olanakları sağladınız ve işte o his geliverdi. “Eyvah! Kötü bir şey olacak.”

Çünkü kayıtlarınıza, keyifli ve huzurlu hissetmek bir tehdit durumu olarak işlenmiştir. Böyle hissedeceğiniz her durumda olmak ya da hayal emek bile o bedensel duyumu geri çağırır. Köpeğin saldırdığı andaki panik hissi. Ya da en iyi ihtimalle gerginlik hissi.

Ya da karne aldınız. Notlarınız çok güzel. Koşarak eve gidiyorsunuz. Anneniz ya da babanız karneye şöyle bir bakıyor, sınıf birincisi olabildin mi diye soruyor ve karneyi öylece bırakıp arkasını dönüp gidiyor. Çok ama çok değersiz ve yetersiz hissediyorsunuz. Artık başarı hissi sizin için bundan böyle yalnızca ulaşılacak bir hayal oluyor. Ya ne yaparsanız yapın yeterli hissetmiyorsunuz, ya da başaracağınız anda yapmaktan vazgeçiyorsunuz. Nedenini bilemeden. Çünkü başarı hissi bilinç dışı kayıtlarınıza değersizlik duygusuyla eşitlenerek kaydedildi. Kendinize dair çekirdek inancın “Ben yetersizim.” “ Ne yaparsam yapayım diğerleri kadar başarılı olamam”

Böylesi durumlarda ne yaparsınız? Kendiniz olarak bir şey yapacağınızda ya da başarının ucu göründüğünde. Tabi ki uyumsuz davranışlar sergilersiniz ve bu davranışlar bir süre sonra başınıza bela olur.

Duygusal hassasiyetiniz çok fazladır. Düşük düzeyde çevresel uyaranlar bile yoğun anksiete ve depresyon yaşamanıza neden olur. Çevrenizde tehlike işaretleri arar durusunuz büyük bir olasılıkla da bulursunuz. Çevresel tehdit olarak algıladığınız durum sona erse de, temel duygusal seviyeye dönmeniz uzun zaman alır.

Ruhsal sıkıntı eğilimi olmayan kişiler, doğal olarak etkili duygu düzenleme stratejilerini kullanırlar. Duygusal hassasiyeti olan kişiler ise, duygu düzenleme yerine kaçma ve kaçınma davranışları sergilerler.

Duygulardan kaçmak için yapılan davranışlar anksieteyi arttırır. Depresyon, uykusuzluk, aşırı yeme, aşırı uyuma, yetersiz yeme, dürtü kontrolsüzlüğü gibi belirtiler şiddetlenir. Dikkati odaklama süresi kısalır. Hafıza zayıflar. Konsantrasyon zarar görür.

Öyleyse ne yapmalı?

1-     Ne hissettiğinize dikkat edin

2-      Ne hissettiğinizi netleştirin

3-     Hissettiğiniz duyguyu kabul edin

4-     Kendinizi kötü hissettiğinizde canlanan inançlarınızın ve davranışlarınızın farkına varın

5-     Dürtülerini kontrol edemediğin durumların hemen öncesinde iç dünyanızda neler olmuştu? Hatırlayın

6-     Konsantrasyon sorunları yaşadığınızda içinize sorun.

“Şu anda hayatımı tıkayan duygu nedir? Ne zamandan kalma? Bu gün hissettiğim bu kötü ruh halini bu şekilde hissettiğim ilk an, anılarımın içinden hangisi olabilir?

 

Modern hipnoterapide güncel problem davranıştan yola çıkılarak, bedensel duyumlar üzerinden travmatik anılara ulaşılır ve bu anılar yeniden işlenir. Yeniden anlamlandırılır. Geçmişte duygu yükü çok ağır geldiğinden yanlış ya da eksik anlamlandırılmış yaşantı kayıtları, bugün sahip olunan bilinçle yenilden düzenlenir.

                                                                                                                                       Dr.Nilüfer KALBUR

 

Son Yazılarım

  • Yeni Tanıştığın Biriyle, Kontrolsüz Ve Düşünmeden Birlikte Olmak ve Sonrası… 20 September 2024
  • Sabotajcı İç Sesle Konuşma 30 July 2022
  • Estetik Ve Bir Düğünün Hatırlattıkları 29 July 2022
  • Yeni Tanıştığın Biriyle, Kontrolsüz Ve Düşünmeden Birlikte Olmak ve Sonrası… 27 July 2022
  • Hepsi Aynı 25 June 2021
  • Saldırgan Duyguların Doğası 25 June 2021

Popüler Tags

Anksiyete Öfke Obezite Yaygın Ağrı Panik Atak Gerginlik Bağışıklık Regresyon

Hakkımızda

Topluma fayda sağlamak için psikolojik bilim ve bilginin ilerlemesini, iletişimini teşvik etme misyonundayız.

  • Telefon: 0544 116 19 66
  • Email: info@niluferkalbur.com

Sayfalar

  • Hakkımda
  • Blog
  • Sertifikalar
  • İletişim
  • Eskişehir Hipnoterapi
  • Eskişehir Hipnoz
  • Eskişehir Psikoterapi
  • Eskişehir Tıbbi Hipnoz
  • Eskişehir Getat
  • Eskişehir Tıp Doktoru

Çalışma Saatleri

  • Pazartesi - Cuma 12:00 - 19:00
  • Cumartesi 10:00 - 18:00
  • PazarKapalı
Copyright © 2021  niluferkalbur.com Tüm Hakları Saklıdır.
  • İletişim
WHATSAPP